DECCAL GELDİ ! (21 ARALIK 2007)
DECCAL ;Dinî inanışlara göre kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan yalancı ve kötü yaradılışlı kimse.(Kaynak Türk Dil Kurumu)
Yıllar öncesinde adını söylemek istemediğim bir Camii Hocası yapmış olduğu konuşmada ana tema olarak Televizyon'u seçmiş ve de yerden yere vurmuştu Televizyonu ve hatta Televizyon izlemenin günah olduğundan felan bahsetmiş ve konuyu şöyle bağlamıştı;"Deccal geldi ve şu ana evinizde yani Deccal Televizyondan başkası değil."Hocanın fikrine katılırsınız ya da katılmazsınız ama maalesef Televizyon Kanalları Deccal'leşmeye başladı bilesiniz.
Beni yakından tanıyanlar bilirler ki Televizyon'la pek işim olmaz özelliklede bizim Televizyon Kanalları ile.Topluma faydalı olmak bir yana her türlü pisliği bulursunuz bizim kanallarımızda.Özellikle son dönemde ahlaksızlık had safhaya çıkmışda benim haberim yokmuş meğer.Tamam Sanal Alemde hertürlü pislik zaten dönüyor ama Televizyon Kanallarında bunun uluorta yapılması hakikaten çok düşündürücü.Mantar gibi türeyen bu kanallardan bir tanesi ( Tempo Tv) yayın akışı sırasında telefon la gelen sms'leri yayınlıyor,inanın bana resmen çok aferdesiniz ama gavatlık yapıyor başka birşey değil.RTÜK Başaknaı ve de diğer ilgililerde sanırım Kurbanlık satınalmaya ya da bayramlaşmaya gittikleri için uyuyor olsalar gerek.Kardeşim ben bin kez söyledim,biz sizin söylediğiniz anlamda demokrasiye hazır bir toplum değiliz,yani bu toplum, başı boş bıraktığınız an bozulmaya namzet.Yani içimizdeki bazılarına her zaman özür dilerim ama çüşşş diyecek birileri lazım, aksi takdirde yaşam içinden çıklımaz bir hal alacak bilesiniz.İzninizle para uğruna bu tür şeylere göz yumanlara ben burdan şöyle derinden bir ÇÜŞŞŞ çekmek istiyorum.Eksiklerine rağmen yapmış olduğu seviyeli yayınlardan dolayı TRT yönetimini ve de çalışanlarını ise yürekten kutluyorum. Saygılarımla
Kemal Sunal'ın Yeri Doldurulamadı (14 Aralık 2007)
Kimler geldi kimler geçti ve de geçecek ama inanın Sinema Dünyamızda rahmetli Kemal Sunal'ın yeri doldurulamadı.Şimi milyonlarca dolar harcanarak hazırlanan filmler dahi Kemal Sunal'ın rol aldığı filmlerin tadını vermiyor.Hababam Sınıfları'nda bile Kemal Sunal yoksa birşeyler eksik hep.Yaklaşık 100 filmde oynayan usta sanatçının filmleri bugün bile çok gözde..Adını burda sayamayacağım onlarca komedyen var piyasada ama Allahaşkına hangisi Kemal Sunal kadar güldürüyor bizleri? Birkez daha rahmetle anıyorum,mekanı cennet olsun.
AB Yolunda Biz Türkler (13 ARALIK 2007)
AB uğruna neredeyse başımıza gelmeyen kalmadı.Kimi zaman kendi kendimizede söylenir olduk; yok kardeşim biz haketmiyoruz diye ki defalarca bende söylemişimdir bu sözü ama gelin görünki işin aslı hiç de öyle değil.Her anlamda bizden daha rezil birkaç ülke var ama ben size kısaca sadece Bulgaristandan bahsedeceğim.Yani akıl sahibi birisi elini vicdanına koysun ve söylesin bu Bulgaristanın bizden nesi fazla ki o ülke vatandaşları AB ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak gezebiliyor,çalışabiliyor ama biz ömrümüzü verdiğimiz bu ülkelere eşlerimizi getiremiyor Almanca dil sınavına tabi tutuluyoruz.İnanın, insanın ağırına gidiyor.Binlerce vatandaşımız Alman Konsolosluklarında sınav işkencesiyle karşı karşıya ve biz sus pus oturuyoruz.Bunların maksadı kesinlikle üzüm yemek değil,uyanık olalım..birbirimizi yemekten,hırpalamaktan vazgeçip milletimizi daha fazla ayaklar altına aldırtmayalım.Tam üyelik felan kısa vadede hayalden öte birşey değil bunu unutmayalım.Bırakın tam üyeliği felanda Avrupada yaşamaya çalışan soydaşlarımızın sorunlarıyla ciddi bir şekilde ilgilenelim.Bizim onlardan asla eksiğimiz yok ve hatta fazlamız var bu bilinçle davranıp bu "Haçlı Zihniyetine" karşı onurlu siyaset yapalım.
BEYAZ MELEK (11 ARALIK 2007)
İlk defa bir filmi hiç seyretmeden anlatılanlardan böylesine etkilendim.Bence sıradan filmlerin günlerce reklamını yapan bizim medya da biraz bahsetse filmden eminim saçma sapan Gora Filminin gişe rekorunu kırar bu film.Film daha çok Babam ve Oğlum'la kıyaslanıyor ki bu bile yeterince ipucu veriyor insana.İlk fırsatta bu filmi izleyip filmle ilgili asıl görüşlerimi ikinci yazımda aktaracağım sizlere.
HANEDANIN SON PRENSİ(05 Kasım 2006)
Son birkaç gündür gazeteci yazar Sayın Faruk Bildirici'nin Hanedanın Son Prensi isimli kitabını okuyorum.Aslında okuduklarıma çokda şaşırmıyorum.Yani yıllarca Türkiye Cumhuriyetini yöneten siyasetçilerin büyük çoğunluğunun denli lüzumsuz insanlar olduğunu ben zaten biliyordumda hani içimizde halen bunlara güvenenlerimiz varsa bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.Bugünkü siyasetcilerde dahil tabiri caizse analarını boyayıp babalarına satmakta hiçbir sakınca görmezler.Yıllar önce Mesut Yılmazın burnunun üstüne vatandasın birisi bir yumruk indirmişti, şiddeti elbet tasvip etmiyoruz lakin adamın demekki bir bildiği varmış.Şimdilerde Mesut Bey tekrar siyasete dönme çabası içinde.Allahaşkına okuyun şu kitabıda böylelerine bizi yönetme şansını birkez daha vermeyin.Saygılarımla.Erol BABA
YAN GELIP YATMA YERI(17 EYLÜL 2006)
Kisa süre önce Türkiye Cumhuriyetinin maalesef Basbakani Recep Tayyip Erdogan askerlik yan gelip yatma yeri degil deyip yine tarihe gececek bir söz söyledi..Aslinda cokda sasirmamak ve hatta daha beterlerini beklemek gerek ki ben bekliyorum..Recep Tayyip Erdogana bir vatandas olarak burdan sesleniyorum..askerde basta sizin gibi siyasaetci ve de nüfuzlu ailelerin cocuklari disinda yan gelip yatan inanin yok..Aslinda siz kimlerin yan gelip yattigini cok iyi biliyorsunuz ama isinize gelmiyor bunlari dile getirmek..Bende size burdan iki cift laf edeyimki Türkiye Cumhuriyeti Basbakanlik Koltuguda olur olmaz konusulacak yer degil..
Bugün 2 Temmuz 2006
Evet Canlar bugün 2 Temmuz 2006...Yani 2 Temmuz 1993 ten tam 13 yil sonra..Peki ne degisti o günden bugüne..Inanin bana hic ama hicbirsey degismedi..Nasil 23 Aralik 1930 da Mustafa Fehmi Kubilay ögretmen seriat isteyen yobazlar tarafindan öldürüldüyse..2 Temmuz 1993 günüde 37 vatandasimiz bu kez Sivasta seriat isteyen yobazlar tarafindan diri diri yakilarak katledildi..Bugünde hicbirsey degismedi..O yobazlar öylesine sinsice pusuya yatmislarki firsatini bulduklari an Cumhuriyete sahip cikmaya calisan bizleri kendilerine yakisir bir yöntemle gözlerini bile kirpmadan birkez daha katlederler:cok uzakta aramayin bunlari okadar yakinimzdalarki..Kamufle olmuslardir sadece..Kimisi arkadasimiz,kimisi komsumuz,kimisi müsterimiz...Hani ne güzel söylüyor sevgili Musa Eroglu..hic birseydeen korkmirem de nerde bir yobaz görürem korkirem diye..Ne yalan söyliyeyim bende korkirem bu dini imani olmayan yaratiklardan..Aslinda gün Cumhuriyete daha bir siki sarilma zamani..Bu ugurda bikmadan usanmadan üzerimize düsen görevleri yapmaliyiz..Bu vesileyle Sivas Katliaminda hayatlarini kaybeden canlari bir kez daha saygi ve rahmetle aniyorum..Asagida yeralan ve de rahmetli Hasret Gültekin'in kiymetli annesinin Hasret Gültekine yazdigi mektubu madimak.de adresinden aldim ve de sizinle paylasamak istedim...E.BABA(2 TEMMUZ 2006)
Neden Geçmişi Özlüyoruz? (25 Haziran 2006)
İçimizde söylemeyenimiz yoktur;hey gidi günler deyip bir iç çektikten sonra geçmişten konuşmaya başlarız ve de anlata anlata bitiremeyiz.Ne ilginçtirki geçmişi sıkıntıyla dolu olanlarda geçmişin özlemini duyar hey gidi günler deyip isyan eder.Ben kendi çevrem için konuşmak istersem aslında ekonomik olarak ciddi zorluklar içinde olan bir çevreye sahiptim.Yani kısacası bir evi ya da bir arabası olan o kadar az akrabamız vardı ki..İkisi birden olan ise hiç yoktu..Ama hakikaten bugünle kıyaslanmayacak kadar sevgi saygı ve de yardımlaşma vardı, bırakın akrabalar arasında komşular arasında bile ciddi bir dayanışma vardı..Bugün ne acıdır ki bir altımızda ya da bir üstümüzde oturan komşumuzun öldüğünü bile nerdeyse başkalarından duyar hale geldik.İşte bu sonuç beni şuna götürüyor;Yani eskiden zorluklar içinde olanların bile geçmişi araması ve de geçmişe özlem duymasının tek sebebi kaybolan bazı değerlerimiz..Aslında çokda gecikmiş sayılmayız..Ne olur silkinin bir kez boşverin ya Allahaşkına boşverin parayı puluda insanlığı geliştirmek adına neler yapabiliriz bunun kaygısına düşelim hep beraber..Ben bu yolda herşeye hazırım..Haydi hep beraber manevi değerlerimizi tekrar canlandıralım,adam olalım..Ya Allahaşkına ne zor şeymiş dostlukları pekiştirmek!!!Elimizin altında telefon durur,üstelik sabit ücretten dolayı konuşmak ücretsiz ama lütfedip arayıp sormayız eşimizi dostumuzu..Sonrada bahanemiz hazır..Zaman bulamıyorum...YALAN vallahi külli yalan..Beni tanıyanlar bilir şayet ben zaman bulabiliyorsam sizler çok daha kolay zaman bulabirsiniz..Haydi pes etmek yok..Ele ele,gönül gönüle çalışalım..Geçmişi analım ama geçmiş için yanmayalım..Saygılarımla..Erol BABA
DOST OLABILMEK(08 Haziran 2006)
Ne zor seydir dost olabilmek ve de bu dostlugu bir ömürboyu devam ettirebilmek..Ne zor seydir adam olmak..Söyle bir bakin, cevrenizde adam diyebildigimiz kac tane dostumuz var Allahaskina.Dünün kara cahilleri üc kurus para bulunca asillarini ne cabuk unutuveriyorlar anlamak mümkün degil.Üzerlerindeki kiyafet degissede icindeki ayni ama gelin görünki kendileri degil ama kiyafetleri sayesinde eskiye nazaran daha bir itibar görüyorlar.Hal hatir sormak icin bile neredeyse para isteyecek beyzadeler..Sabancinin yada Koc'un akibetinden bi haber maddesel yasamlarina devam ediyorlar.Bilmiyorlarki kendilerinin yemeye ya da paylasmaya kiyamadiklari servetlerini günü gelince elin oglu catir catir yeyip bitirecek ve hatta o paranin bir kismiyla bu beyzadelerin mezarini yaptirma geregi bile görmeyeceklerdir.Sözüm size ey vefasizlar ey gözünü paradan baska birsey görmeyenler yemin olsun kafaniza cok vuracaksiniz ama vakit cok gec olacak..Kaldirin basinizi kaldirinda etrafiniza bir bakin, belki üc bes milyon kayip edersiniz ama hic olmazsa bitmekte olan dostlarinizdan birinin halini hatrini sorarak bir dostunuzu daha kaybetmemis olursunuz.Zaman bulamiyorum bahanelerine siginmayin ve de dostlariniza sahip cikin.Gece yarim saat erken uyuyun yada yarim saat erken uyanin ve de dostlariniza zaman ayirin,baska konulara gelice zaman bulmakta hic zorlanmadiginizi co k ama cok iyi biliyorum..Unutmayin ki en iyi dostunuz paraniz degildir!
BIR UCUNDAN TUTMAK (28 MAYIS 2006)
Bundan yaklasik üc yil önceydi,rahmetli dedemin rahatsizligi iyiden iyiye artmis ve de bir tekerlekli sandalyeye ihtiyaci oldugunu duymustum.Gazeteden arayip buldum ve annemlerle memleketimiz Gaziantep'e gönderdim.Bu tekerlekli sandalye sayesinde en azindan hastanaye götürüp getirirken cekilen güclüklerin biraz olsun önüne gecilmisti o vakit.Daha sonra nur icinde yatsin dedem rahmetli oldu lakin o tekerlekli sandalye ihtiyac sahibi insanlarimizin biraz olsun dertlerine derman oldu.Uzun zamandir düsündügüm bu konudaki projeyi bugün sizlerle paylasmak istiyorum.Biliyorsunuzki memleketimizde yasli genc bir cok insanimizin tekerlekli sandalye ihtiyaci bulunmaktadir,Almanyada pazarlarda gezdigseniz kullanilmis tekerlekli sandalyelere rastlamissinizdir.Simdi bugünden tez yok bana ya aileniz adina birer tekerlekli sandalye alip gönderiyorsunuz ya da 30-50 Euro arasinda yardimda bulunuyorsunuz ki bugün ben bir adet aldim 25 Euro yani 50 Euro ya cok güzel birsey almamiz mümkün..Evet canlar ne olur konuya duyarli olalim..Bir ucundan sizlerde tutunuzki bir an önce vatandaslarimiza ihtiyaclari olan bu tekerlekli sandalyeleri ulastiralim.Özellikle genc kardeslerim,bir hafta sonu disari cikmayin ve de siladaki ihtiyac sahibi kardeslerimizin biraz osun yüzlerinin gülmesine vesile olalim.Tekerlekli sandalyelerin nakliye ve diger islerini ben yürütüp sizlere bu konuda bilgi verecegim..Bagista bulunan dostlarin isimleri sayfamizda yayinlanacaktir..Simdiden tesekkürler...Erol BABA
HER YAŞTA AŞK(21 MAYIS 2006)
Aşk..O sihirli kelimeyi belki yaşamayanımız vardır ki ben biliyorum çevremde hiç aşık olmamış çok şanslı belkide çok şanssız kardeşlerim var,ama bu kelimeyi duymayanımız yoktur..Eh hasbel kader benimde aşık olmuşluğum olmuştur..Ve hatta ben kendimi şöyle tarif edebilirim ki ben aşksız ya şa ya mam..Sazıma aşık olurum,işime aşık olurum,eşime aşık olurum,kızıma,oğluma..yani aşk yoksa bende yokum..Bilmem izlediniz mi?Gönül Yarası isimli filmi izledikten sonra ben laf aramızda Meltem Cumbula sırılsıklam aşık oldum.Bunu burda ilk kez size söylüyorum.Aslında Meltemin kendisinede söylemeyi çok istedim ama ulaşamadım.Şimdi diyorumki olur ya içinizden Meltem Cumbulu tanıyanınız vardır ne olur bir iyilik yapın ve de kendisine olan aşkımı iletin..Her yaşta ama her yaşta aşkı yaşamanız temennisiyle..Hoşçakalın...Erol BABA
CANIM ANNEM(13 MAYIS 2006)
Yarin anneler günü..Hic düsündünüzmü ki bizleri dünyada annelerimizden daha cok hic ama hic kimseler sevemez..Buna eslerimiz ve de cocuklarimiz dahil..Ne siirler yazilmis ne besteler yapilmistir eli öpülesi analarimiz icin.Herkesin annesi bir baska melektir kendileri icin lakin benim anama izninizle ayri bir parantez acmak istiyorum.Hani derler ya "Hayatimi yazsam roman olurdu " diye..Iste canim annecigimin hayatida tam bir roman..O zor sartlari birer birer atlatip,ikisi kiz dördü erkek alti cocuguna sacini süpürge yapip büyütmüs onlari birer yuva sahibi yapmistir canim annecigim.Bunun en yakin tanigi kuskusuz benim.Sunun surasinda kac yas varki annemle aramizda,o nedenle cocuklugumdan beri bir dost bir arkadas gibi olmusuzdur annemle.O bizi hic üzmemistir lakin zaman zaman bizler eseklik edip incitmisizdir,belki istemedende olsa kirmisizdir kalbini..Yarin annem icin anneler günündende öte özel bir gün.Yarin Show Avrupada yerel saat ile saat 13:15 de yayinlanacak olan Bizim Insanimiz isimli programda,sevgili Mustafa Karyagdi'nin klibinde kisada olsa annemi izlegecegiz.Annemin ve tüm annelerin, anneler gününü burdan bir kez daha kutluyorum..Bu arada annem kadar sevdigim ve hakikaten hayatinin baharlarinda kaybettigimiz sevgili Elif (CELIK) yengemi,sevgili Hayriye (MERCANOGLU) teyzeyi,sevgili Zeliha (BEYDAGI) teyzeyi, cok ama cok sevdigim Hanik halami,sevgili Ayse ablayi, sevgili Günay Ablayi,Havva teyzeyi rahmetle aniyorum,sizleri unutmadim,nur icinde yatin.Bu arada su an ismini hatirlayamadiklarimida sagiyla aniyor,benim icin annemden hic bir farki olmayan Türkan teyzeminde anneler gününü kutluyor ellerinden öpüyorum..Unutmayin elbet babalarimizda cok önemli degerlerimiz ama analarimiza bir baska sahip cikalim bir baska sarilalim..Saygilarimla..
Erol BABA (13 Mayis 2006)
VEFA ÜZERINE BIR CIFT SÖZ
Dostlugun unutulmaya basladigi su günlerde söyle bir dakika kapatin gözlerinizi ve düsünün.Vefa borcunuz olduguna inandiginiz birileri varsa cok gec olmadan arayin ve halini hatrini bir sorun.Yarin cok gec olabilir.
Erol BABA(07 Mayis 2006)
HASRET GÜLTEKIN - (ANNESININ MEKTUBU)
Sevgili Oğul !
Gazeteciler randevu isteyince önce korktum ;
ola ki senden ‘rahmetli’ diye söz ederler.
Meğer bugün Anneler Günü’ymüş. Hani , hep ünlü bir işadamının, ya da milletin anasını ağlatan bir politikacının annesini seçerler ya , bu kez yarışın kulvarını değiştirmişler. Bu yıl Sivas’ta yobazların yaktığı tüm çocukların analarını seçmişler “Yılın Annesi” .
Hasret’im biliyor musun? Sana sormadan bunları anlattım diye bana kızmadın ya? En sevdiğin arkadaşlarından Kadir’le Ali Rıza çok ısrar ettiler. Dayanamadım konuştum.
Bak Oğul! Sana sormadan bir iş daha yaptım. 2 Temmuz’dan bu yana açamadığım odana da girmelerine izin verdim. Ben bakamadım sırtımı döndüm , kardeşin Güler’le Kadir gezdirdiler odanı. Biliyorum sen odana el sürülmesine hatta toplanmasına bile kızardın. Ben görmedim, ama el sürmediler hiçbir şeyine. Kitaplarına ve resimlerine bakmışlar sadece, rahat ol. Fotoğrafta çektiler Hasret’im. Sen gittin gideli üzerimden çıkarmadığım siyah elbiselerimle ‘iyi çıkmam’ dediysem de dinlemediler. Bana kır çiçekleri getirmişler Anneler Günü diye. Sivas’ta senin yanında olan, hani mızıka çalıp eğlendirdiğin çocuklar var ya, onların anaları adına da kabul ettim. Serkan Doğan’ın, Huriye’nin ,Yeşim’in, Muammer’in, ınci’nin, şu ufak oğlanın adı neydi? 11 yaşındaydı hani. Hah hatırladım Koray işte. Onun da anasıyım ben bugün. Hepsinin anasıyım. Madımak Otel’inde kim varsa Asaf’ın , Nesim’inin, Muhlis’le Leyla’nın , adını hatırlayamadığım diğerlerinin. Sen kızmazsın biliyorum oğul. Paylaşmayı seversin. Ana Sevgisinide paylaşırsın.
Hasret yavrum , Anneler Günü’nü kutlamazdık değil mi biz? Yanlış hatırlamıyorum, kutlamazdık. Geçen yıl hariç, oda yine senin muzurluğundan. A oğul, a çocuk, bana çamaşır makinesı alacaksın diye, çok kızdığın Parti’nin gecesine çıkmaya değer miydi? Baban ayın başında nasılsa alacaktı. Eskisini de tamir ettirirdik ne olacak. Bir süre daha idare ederdik. Kim bilir sana nasıl zul gelmiştir o gece çalıp söylemek. Anneler Günü’nü bahane edip o parayla çamaşır makinesi almanız için Güler’e gizlice vermişsin parayı.
Canım oğlum,
Senin gibi şelpeyle güzel bağlama çalan biri hala çıkmadı. Sen ‘Rüzgarın Kanatları’na’ binip gittikten sonra türkülerin dilden dile dolaştı. Bütün sanatçılar senin türkülerini okuyor. Ama çok bozuluyorum biliyor musun? Birçoğu bu türkülerin sana ait olduğunu söylemiyor. Bazı büyük bağlama ustaları da senin müziklerini alıp kendileri bulmuş gibi çalıyorlar. Deli Derviş’i senin gibi çalan yok hala. Sivas’a gitmeden önce ‘Enel Hak’ adında yeni çalışmalar yapıyordun. Yarım kaldı diye üzülme. Arkadaşların o kaseti bıraktığın kadarıyla seni sevenlere ulaştıracaklar. Senin şair yönünü bilmeyenler de yakından tanıyacaklar. Çünkü arkadaşların senin adını sonsuza dek taşıyacak bir kültür merkezi kuruyor. Sinema , Tiyatro, Müzik, Edebiyat ve Folklor alanında araştırmalar ve çalışmalar yapacaklar. şiirlerini de bir kitapta topluyorlar.
Haberin var mı bilmem ? Ankara DGM de görülen Sivas Davası’nı basına kapattılar. ıyice unutturmak istiyorlar herhalde. Başkalarının hafızasından silebilirler Madımak Oteli’nde olanları. Peki ya benim yüreğimden, ya diğer çocukların analarının yüreğinden nasıl söküp atacaklar? Gazeteye niye konuştum biliyor musun? Mahkeme o kara yobazlara ne ceza verir bilmem, halkın vicdanında bir kez daha mahkum olsunlar istedim. şimdilik Hoşça kal yavrum.
Annen Hace Gültekin.
Miyase İlknur , 8 Mayıs 1994 , Cumhuriyet
Yaşamını Yitirenler
1) Behçet Sefa AYSAN Şair - Ankara
2) Yeşim ÖZKAN Sanatçı - Ankara
3) Nurcan ŞAHİN Sanatçı - Ankara
4) Muhibe AKARSU Misafir - Ankara
5) Muhlis AKARSU Sanatçı - Ankara
6) Murat GÜNDÜZ Sanatçı - Ankara
7) Handan METİN Sanatçı - Ankara
8) Ahmet ÖZYURT Sanatçı - Ankara
9) Huriye ÖZKAN Sanatçı - Ankara
10) İnci TÜRK Sanatçı - Ankara
11) Özlem ŞAHİN Sanatçı - Ankara
12) Yasemin SİVRİ Sanatçı - Ankara
13) Asuman SİVRİ Sanatçı - Ankara
14) Uğur KAYNAR Şair - Ankara
15) Sehergül ATEŞ Sanatçı - Ankara
16) Gülender AKÇA Sanatçı - Ankara
17) Gülsün KARABABA Sanatçı - Ankara
18) Mehmet ATAY Sanatçı - Ankara
19) Hasret GÜLTEKİN Sanatçı - Sivas
20) Serkan DOĞAN Sanatçı - Ankara
21) Muammer ÇİÇEK Sanatçı - Tokat
22) Belkıs ÇAKIR Sanatçı - Ankara
23) Asaf KOÇAK Karikatürist - Ankara
24) Edibe SULARI AĞBABA Misafir - İsviçre
25) Menekşe KAYA Sanatçı - Ankara
26) Koray KAYA Çoçuk - Ankara
27) Serpil ÇANİK Sanatçı - Ankara
28) Erdal AYRANCI Yönetmen - Ankara
29) Asım BEZİRCİ Yazar - Ankara
30) Sait METİN Sanatçı - Ankara
31) Carina Cuanna THUIJS Misafir - Hollanda
32) Nesimi ÇİMEN Sanatçı - İstanbul
33) Metin ALTIOK Şair, Yazar - Ankara
34) Kenan YILMAZ Otel görevlisi - Sivas
35) Ahmet ÖZTÜRK Otel görevlisi - Sivas
Yaralananlar:
1) Aziz NESİN 27) Oktay SAMUR
2) Lütfiye AYDIN 28) Kadir ARDIÇ
3) Cafer Can AYDIN 29) Ahmet BAYRAM
4) Aydoğan YAVAŞLI 30) Faruk YALÇIN
5) Melahat YAVAŞLI 31)H.İbrahim DARBİÇER
6) Kamber ÇAKIR 32) Ahmet YAPAR
7) Lütfi KALELİ 33) Şaban YILMAZ
8) Serdar DOĞAN 34)Selahattin ÖZASLAN
9) Gülay ŞAHİN 35) Nurettin DARIKA
10) Makbule ÇİMEN 36) Sabri KANGAL
11) Nuray ÖZKAN 37) Birsen GÜNDÜZ
12) Bülent DAYLAŞLI 38) Mustafa GÖKTEKİN
13) Faruk DAYLAŞLI 39) Turan KESER
14) Bedia ATMACA 40) Erkan KILIÇ
15) Şadiye TANIŞ 41) Şükrü GÜLMEZ
16) İnci ŞENER 42) Bilal KALE
17) Nevzat ÇİĞDAMLI 43) Ali SERTAŞ
18) Ünal ALTUNAY 44) Çiğdem GÜLHAN
19) Ali UYGUR 45) Mecit ÜNAL
20) Hasan YILDIRIM 46) Hidayet ÖZDEN
21) A. Turan ONAK 47) Solmaz YILMAZ
22) Mustafa KAYA 48) Zülali BİLGİN
23) Erdal KOÇ 49) Seyit İNAT
24) Rukiye GÜLER 50) Ersin GÜREN
25) Adem ŞAHİN 51) Salim CEBENAY
26) Ercan DEVELİ
Otelden yara almadan kurtulanlar
1) Arif SAĞ 21) Neval OĞAN
2) Yıldız SAĞ 22) Tuncay YILMAZ
3) Murtaza DEMİR 23) Demet IŞIK
4) Ali ÇAĞAN 24) Elif DUMANLI
5) Haydar ÜNAL 25) Murat KILIÇ
6) Yüksel YILDIRIM 26) İclal KARAKUŞ
7) Ali BALKIZ 27) Ertan KARTAL
8) Ali BAŞTUĞ 28) Ali Rıza KOÇYİĞİT
9) Ali DOĞAN 29) Mustafa TÜRKAN
10) Ayben KOP 30) Rıza AYDOĞMUŞ
11) Ali YÜCE 31) Mehmet AYDOĞMUŞ
12) Nimet YÜCE 32) Deniz HUNAR
13) Celal YILDIZ 33) Ferhun ATEŞ
14) Nurhan METİN 34) Cevat GERAY
15) Cem CELASUN 35) Gülsen GERAY
16) Zerrin TAŞPINAR 36) Olgun ŞENSOY
17) Mehtap YÜCEL 37) Nuray ÖZKAN
18) Hülya KADEROĞLU 38) Cevat ÜSTÜN
19) Battal PEHLİVAN 39) Hidayet KARAKUŞ
20) Türkân PEHLİVAN 40) İ. Cem ERSEVEN
Yaralanan polisler:
1) Doğukan ÖNER İl Emniyet Müdürü
2) Rahim ÇALIŞKAN Emniyet Müd. Yrd.
3) Mustafa UZUN Şube Müdürü
4) Yaşar TEMEL Başkomiser
5) İbrahim KURŞUN Komiser
6) Sönmez KAYIŞ Polis Memuru
7) Ramazan KARATAŞ Polis Memuru
8) Bülent DAMLACI Polis Memuru
9) Nevzat GÜNDOĞDU Polis Memuru
10) Ersoy KARA Polis Memuru
11) Şaban AKIN Polis Memuru
12) Salim ŞEN Polis Memuru
13) Hüseyin YÜKSEL Polis Memuru
14) Sebahattin DİNÇ Polis Memuru